14 KASIM Dünya Diyabet Günü dolayısıyla yurt genelinde çeşitli etkinliklerle hastalığa dikkat çekilirken, Türk Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, Türkiye’deki durum hakkında endişe verici bilgiler paylaştı. Türkiye’de diyabetli sayısının dünyanın 2, Avrupa’nın ise 3 katı oranında olduğunu belirten Prof. Dr. Yılmaz, ülkemizde 11 milyon civarında diyabetli olduğunu vurguladı. Ayrıca daha önce Türkiye genelinde yapılan TURDEP araştırmasının sonuçlarına göre de Türkiye’de diyabetin görülme sıklığı her 10 yılda bir yüzde 100 oranında artıyor.
Birleşmiş Milletler’in sıtma salgını, tüberküloz ve AIDS hastalığından sonra dördüncü kez diyabet konusunda tüm dünyayı uyardığına dikkati çeken Yılmaz, “Şu anda diyabet dünyadaki ölüm nedenleri içinde 6’ıncı sırada. Asıl daha önemlisi dünyadaki ölüm nedenleri içinde, diğer ilk 5 sıradaki hastalığın 3 tanesinin bir numaralı sebebi. Dünyadaki bütün ülkelerde bir numaralı ölüm nedeni kalp damar hastalığı. Diyabet de kalp damar hastalıklarının bir numaralı sebebi. İki numaralı ölüm nedeni hipertansiyon. Buna bağlı inme, felç aynı şekilde diyabet nedeniyle gelişiyor. Böbrek hastalıklarının da aynı şekilde diyabet bir numaralı nedeni” dedi.
‘TÜRKİYE’DE DİYABET HER 10 YILDA 1, YÜZDE 100 ORANINDA ARTIYOR’
Dünyada diyabetin çok hızlı bir şekilde yayıldığını da belirten Prof. Dr. Yılmaz, şöyle konuştu: “10 yıl içinde ise 1 milyar insanın diyabet hastası olacağı düşünülüyor. Bizim ülkemizde ise her 10 yılda 1 diyabet yüzde 100 oranında artıyor. Diyabet aslında 21’inci yüzyılın bizim gündemimize getirdiği yüksek teknolojiden, bunların bize getirdiği yeni hayat modellerinden besleniyor. Teknoloji, otomobiller, akıllı televizyonlar aslında hiç farkına varmadan bizleri yavaş yavaş içine aldı. Çalışma saatleri uzadı, daha hareketsiz bir yaşamımız oldu. Oturduğumuz yerden artık her şeyi organize ediyoruz. Kimse yürümüyor, kimse koşmuyor. Buna karşılık zaman hızlandı. İnsanların oturup beslenmeye ayıracak vakti kalmadı ve fast food denilen yiyeceklere yöneldi. Yağlı, hamurlu, kırmızı etten zengin bir beslenme modeliyle tüm dünya şişmanlamaya başladı.”
‘TÜRKİYE’DEKİ DİYABETLİ SAYISI DÜNYANIN 2, AVRUPA’NIN 3 KATI’
Çocuklarda dahi obezitenin 3’te 1 oranına yükseldiğini belirten Prof. Dr. Yılmaz, diyabetin ülkemizde diğerlerinden daha önemli bir sorun olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Yılmaz, “Türkiye’deki diyabet ortalaması dünyadakinin 2 katı, Avrupa ortalamasının ise 3 katı. Türkiye’deki artış hızı da aynı şekilde çok fazla. TURDEP 1 (Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar Prevalans Çalışması) ve TURDEP 2 çalışmasına göre diyabetin artış hızı yüzde 100. Şu anda ülkemizde 11 milyon civarı diyabetli olduğunu düşünüyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun kayıtlarına göre de 7,8 milyon ilaç kullanan diyabetli var. Diyabetin ailesel bir hastalık olması nedeniyle birinci dereceden yakınların da riskli grupta olduğunu düşünürsek 40 milyona yakın bir insanı ilgilendiriyor” şeklinde konuştu.
‘HER 8 SANİYEDE 1 KİŞİ DİYABET NEDENİYLE ÖLÜYOR’
Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun yaptığı bir çalışmaya göre her 8 saniyede 1 kişinin diyabet nedeniyle öldüğünü söyleyen Prof. Dr. Yılmaz, “Şu anda diyabet dünyadaki ölüm nedenleri içinde 6’ıncı sırada. Asıl daha önemlisi dünyadaki ölüm nedenleri içinde, diğer ilk 5 sıradaki hastalığın 3 tanesinin bir numaralı sebebi. Dünyadaki bütün ülkelerde bir numaralı ölüm nedeni kalp damar hastalığı. Diyabet de kalp damar hastalıklarının bir numaralı sebebi. İki numaralı ölüm nedeni hipertansiyon. Buna bağlı inme, felç aynı şekilde diyabet nedeniyle gelişiyor. Böbrek hastalıklarının da aynı şekilde diyabet bir numaralı nedeni” dedi.
CGM CİHAZI SGK KAPSAMINA ALINSIN ÖNERİSİ GETİRİLECEK
Prof. Dr. Temel Yılmaz ayrıca Türkiye Diyabet Vakfı olarak 18 yaşından küçük, diyabetli çocukların ayda 150 kez şeker ölçümü için parmaklarını delmek zorunda kaldığını, bunun yerine CGM denilen, deri altından şeker ölçümü yapan bir cihazın SGK geri ödeme kapsamına alınması için Meclis’e öneride bulunacaklarını belirtti. Sağlık harcamaları bakımından devlete yük oluşturmaması için CGM cihazına özel bir formül geliştirdiklerini belirten Prof. Dr. Yılmaz, bu sayede hem ailelerin sürekli olarak çocuklarının kan şekerini takip edebileceğini hem de küçük çocukların parmaklarının ayda 150 kez delinmek zorunda kalmayacağını söyledi.
Buse ÖZEL/İSTANBUL, (DHA)
Ateşoğlu: 2040’ta her 10 kişiden 1’i diyabetli olacak
Diyabet hastalığı her geçen gün artıyor. Türkiye, 2035 yılında 11.8 milyon diyabet hastası ile dünyada 9’uncu sırada yer alabilir. 14 Kasım Dünya Diyabet Günü temasının bu yıl ve gelecek yıl için ‘Aile ve Diyabet’ olarak belirlendiğini ifade eden Beykoz Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Gülten Kaptan Ateşoğlu, sağlıklı bir diyabet yönetimi sağlanmasında aile ve diyabet birlikteliğinin çok önemli olduğunu söyledi. Diyabet kontrolünde eğitim, diyet değişikliği, ilaç, fiziksel aktivite ve disiplinin sağlanmasında ailelerin diyabetli bireyi desteklemesinin hayat kurtarabileceğini açıkladı.
IDF (Uluslararası Diyabet Federasyonu) verilerine göre, dünya genelinde 2015 yılında diyabete bağlı ölümlerin sayısı 5 milyondan fazla. 2040 yılında her 10 yetişkinden 1’i (642 milyon kişi) diyabet hastası olacak ve diyabet ile ilişkili hastalıkların sağlık harcamaları da 802 milyon doları aşacak.
14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nün 2018 ve 2019 yıllarındaki temasının ‘Aile ve Diyabet’ olarak duyurulduğunu belirten Beykoz Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Gülten Kaptan Ateşoğlu, gerek diyabetli birey gerek aile açısından sağlıklı bir diyabet yönetimi sağlanmasında aile ve diyabet birlikteliğinin mutluluk verici olduğunu söyledi. 22 Kasım’da Beykoz Üniversitesi Rektörlük Yerleşkesi’nde ‘Her Yönü ile Diabetes Mellitus’ paneli düzenleyeceklerinin bilgisini veren Ateşoğlu, etkinlik öncesi son verileri ve yapılması gerekenleri paylaştı.
Türkiye’de 12 milyon kişi diyabetli olacak
Türkiye’nin, 11.8 milyon kişi ile 2035 yılında (20-79 yaş) diyabetli nüfusun en fazla olduğu ilk 10 ülke arasında 9’uncu sırada yer almasının ön görüldüğünü anlatan Ateşoğlu, “Diyabet veya komplikasyonları için yapılan harcamalar sağlık hizmetleri sistemleri üzerinde harcamaların yaklaşık yüzde 5-10 arasını kapsadığı biliniyor” dedi.
5 aktiviteye dikkat
Diyabet kontrolünde 5 farklı aktivitenin önem taşıdığının altını çizen Ateşoğlu, “İlk başta eğitim geliyor. Onu diyet değişikliği, ilaç, fiziksel aktivite ve disiplin takip ediyor” diye konuştu. Eğitim içerisinde hem diyabetlinin hem de ailenin eğitilmesinin önem arz ettiğini söyleyen Ateşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü hastalığı çok iyi anlamak ve günlük yönetimine aktif olarak katılmak gerekiyor. Aile üyeleri bilinçlenerek yaşam tarzlarını değiştirebilir ve diyabetli bireyi daha iyi destekleyebilirler. İyi bilgilendirilmiş ve motive olmuş hasta da hastalığını kontrol altında tutabilir, hayatındaki değişiklikleri daha kolay kabul edebilir. Böylece, herhangi bir istenmeyen komplikasyonlar ile başa çıkabilir. Çünkü, kontrolsüz diyabet nedeniyle ciddi komplikasyonlar oluşabiliyor.”
Düzenli kontrol şart
Ateşoğlu, diyabet hastalığına karşı yapılacakları ise şöyle sıraladı: “Öncelikle kan şekeri kontrolü önemsenmeli. Sigaraya başlanmamalı, başlandıysa bırakılmalı. Kan basıncı kontrolüne önem verilmeli ve sık sık ölçtürülmeli. Lipitler yılda bir kontrol ettirilmeli. Yüksek seviyelerde ise tedaviye başlanmalı. Fazla kilolar verilmeli. Düzenli egzersiz yapılmalı. Diyabetli bireyin kalp ya da damar problemi varsa fiziksel aktivite konusunda özel tıbbi tavsiye gerekebilir. Yorucu egzersizler tehlikeli olabilir. Alkol alınmamalı alınıyorsa azaltılmalı.”